Azerbaycan-Ermenistan barış anlaşması gündemde: Kabine ‘Trump Rotası’nı ve bölgesel etkileri görüştü

alt
Ceren Akarsu 20 Ağustos 2025

Washington’daki imzalar, Ankara’nın masasında

Üç liderin Washington’da attığı imzalar, Kafkasya’da 30 yılın en iddialı barış adımı olarak öne çıktı. Ankara’daki Kabine toplantısında odak, ABD’de Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlarının parafladığı taslak metin ve bunun sahaya nasıl yansıyacağıydı. Görüşmeler, sadece diplomatik bir başarıyı not etmekle kalmadı; sınırların açılması, transit akışların yönetimi ve bölgesel güvenliğin yeni parametreleri tek tek ele alındı.

Washington’daki zirve, bu üçlü formatta ilk liderler buluşması olarak kayda geçti. Taraflar, ‘Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti Arasında Barışın ve Devletlerarası İlişkilerin Tesisi Anlaşması’ başlıklı taslağı parafladı; liderler de eşzamanlı bir ortak deklarasyona imza attı. Metnin ana omurgası; egemenliklerin tanınması, sınırların belirlenmesi, ulaştırma hatlarının açılması ve uzun vadeli güvenlik mekanizmaları. Kabine, metnin uygulanabilirliğini ve Türkiye’nin hangi alanlarda katkı verebileceğini değerlendirdi.

Planın en somut başlığı Syunik üzerinden geçecek hat. Azerbaycan’ı Nahçıvan’a bağlayacak bu transit güzergâh, diplomatik kulislerde ‘Zengezur Koridoru’ diye biliniyor; Washington’daki metin sonrasında ‘Trump Rotası’ ifadesi de sık duyuluyor. Taslağa göre hat, her iki ülkenin egemenliğine saygı esasına dayanacak; yani gümrük, güvenlik ve işletme kuralları ilgili ülkelerin kontrolünde olacak. Ankara’daki değerlendirmelerde, hattın hem ülke içi bağlantı hem de uluslararası transit için çalıştırılmasının bölgeyi dönüştürebileceği not edildi.

Türkiye’nin dosyaya ilgisi, salt komşuluk hukukundan ibaret değil. Bakü-Tiflis-Kars demiryolu yıllardır yük taşıyor; Orta Koridor vizyonu, Çin-Avrupa hattında Kafkasya-Türkiye güzergâhını güçlendiriyor. Syunik üzerinden çalışacak yeni hat, Nahçıvan’ı ana karayla bütünlerken, Iğdır-Kars hattı üzerinden Türkiye’ye daha kısa bir lojistik kapı açabilir. Bu, gümrük kapılarında bekleme süresinden navlun maliyetine kadar pek çok kalemi etkiler.

Kabine tutanaklarında bir diğer dosya güvenlik. Ermenistan’ın güneyindeki Syunik, topoğrafyası zor, nüfusu görece seyrek bir bölge. Transit trafiğin güvenli işlemesi için yol güvenliği, siber ve fiziki altyapı, tek pencere gümrük uygulamaları ve hızlı kriz çözümü gibi başlıklarda ortak protokoller gerekecek. Ankara, bu modüler yaklaşımın hem sınır güvenliğini hem de ticari akışı koruyacağını düşünüyor.

Barış taslağı, sahada iki kritik süreci de tetikliyor: Sınırların ortak komisyonlarla yeniden işaretlenmesi ve ulaşım hatlarının kademeli açılması. Bu iki dosya birbirine bağlı. Sınır çizgisi kesinleşmeden lojistik yatırım planlamak zor; ama hatların aşamalı devreye alınması da finansman ve güvenlik açısından avantaj sağlıyor. Kabine’de, teknik ekiplerin paralel çalışması ve somut takvimin netleşmesi beklentisi öne çıktı.

Ankara gündeminde bu başlığa ek olarak Gazze’deki insani tablo da vardı. Türkiye, bölge başkentleriyle temaslarını sürdürüyor; sağlık koridorları, esir takası ve ateşkes çağrıları başlıklarında pozisyonunu koruyor. Terörle mücadele dosyasında ise sınır ötesi tehditler, şehir güvenliği ve siber riskler birlikte ele alındı. Yaz aylarının sıcak dosyası orman yangınlarında, erken uyarı sistemleri, havadan müdahale kapasitesi ve yerel gönüllü ağların güçlendirilmesi konusu öne çıktı.

‘Trump Rotası’ ekonomiyi nasıl etkiler, risk nerede?

‘Trump Rotası’ ekonomiyi nasıl etkiler, risk nerede?

Ulaştırmada her dakika para demek. Syunik hattı açıldığında, Kafkasya üzerinden Türkiye’ye gelen yükler için rota daha kısa ve öngörülebilir hale gelecek. Bu, lojistikte net süre kazanımı, daha stabil sigorta primleri ve daha düşük yakıt maliyeti demek. Kars, Iğdır ve Ardahan gibi sınır illeri, depo ve aktarma merkezleriyle yeni bir hinterland yaratabilir.

Demiryolu ayağı, projeyi kalıcı kılan unsur. Uzun süredir masada olan Kars-Nahçıvan demiryolu hattı, Bakü-Tiflis-Kars ile birleştiğinde, Akdeniz limanlarına kadar uzanan bir blok tren hattı kurulabilir. Böyle bir ağ, Kapıkule’den Orta Doğu pazarlarına kadar farklı yönlerde akış sağlar. Ankara’da, gümrükte ‘yetkilendirilmiş yükümlü’ ve ‘ön beyan’ gibi kolaylaştırıcıların bu süreçle entegre edilmesi konuşuluyor.

Enerjide de bir parantez açmak gerekiyor. Azerbaycan gazı ve elektriği için Nahçıvan üzerinden yeni enterkonneksiyonlar düşünülebilir. Bu, pik dönemlerde arz güvenliğini güçlendirir, bölgesel fiyat oynaklığını azaltır. Ama enerji hatları, güvenlik açısından doğrudan hedef olma riskini de taşır; bu yüzden koruma planları ulaştırma hatlarından ayrı ve daha sıkı kurallarla kurgulanmalı.

Peki, risk nerede? Birincisi, toplumsal onay. Syunik’te yaşayan halkın güvenlik kaygıları, çevresel etkiler ve arazi kullanımına dair soruları var. Şeffaf bir çevresel etki süreci ve yerel istihdam garantileri, sosyal gerilimi düşürür. İkincisi, hukuk. Transit rejiminin ayrıntıları —gümrük, sigorta, arama-tarama yetkileri— netleşmeden sağlıklı bir ticari plan yapmak zor. Üçüncüsü, finansman. Yol, demiryolu, gümrük tesisleri, izleme merkezleri… Bunların hepsi sermaye ve zaman istiyor.

Diplomasinin teknik mutfağı ise yoğun: Sınır belirleme komisyonlarının düzenli toplanması, karayolu-demiryolu standartlarının uyumu, sürücülere/operatörlere tek tip geçiş belgesi, yük güvenliği için ortak veri paylaşımı. Türkiye’nin burada iki şapkası var: Bölgesel aktör ve lojistik kavşak. Bu ikili rol, Ankara’yı hem altyapı yatırımlarında hem de kurallarda söz sahibi yapabilir.

Bu barış penceresinin Türkiye-Ermenistan normalleşmesine de etkisi olur. 2022’den bu yana özel temsilciler düzeyinde yürüyen temaslar var; 2023’te deprem sonrası sınır kapısı insani yardımlar için geçici açılmıştı. Kalıcı açılım, küçük adımlarla gelir: Diplomatik kuryelerin geçişi, üçüncü ülke vatandaşlarına düzenli geçiş, posta ve kargo servislerinin işletilmesi, ardından ticari araçlar. Kabine, teknik eşgüdümle bu adımların hızlanabileceği görüşünde.

Bölgesel istikrar başlığı, dış politikada stratejik bir eşik. Kafkasya’da kalıcı barış, Karadeniz ve Orta Doğu dosyalarını da etkiler. Tahıl koridoru, enerji arzı, tedarik zinciri dayanıklılığı… Hepsi birbirine bağlı. Bu yüzden Ankara, hem diplomasi trafiğini hem de sahadaki uygulamayı eş zamanlı götürmek zorunda.

Önümüzde ne var? Aşağıdaki yol haritası, masada konuşulan başlıkların somut bir özeti:

  • Parlamento onayları: Barış anlaşmasının Bakü ve Erivan’da yasama süreçlerinden geçmesi.
  • Sınır belirleme: Ortak komisyonun teknik ölçüm ve işaretleme çalışmalarını takvime bağlaması.
  • Transit protokolleri: Gümrük, güvenlik ve sigorta hükümlerinin birleştirilmesi; tek pencere modeli.
  • Altyapı yatırımları: Syunik güzergâhında yol-demiryolu standardı, köprü ve tünel projeleri, dinlenme ve kontrol noktaları.
  • İzleme ve arabuluculuk: Uyuşmazlık halinde hızlı başvuru mekanizması; düzenli ilerleme raporları.

Tüm bu başlıklar, Türkiye’nin kabine gündemini bir süre daha meşgul edecek. Çünkü bu süreç, sadece iki ülke arasındaki bir metin değil; ticaretten güvenliğe, çevreden yerel ekonomilere kadar geniş bir dönüşümün habercisi. Ankara, bu dönüşümün hem ortağı hem de garantörü olmak istiyor.

Bir not daha: Metnin ruhu, egemenliklere saygı ilkesini öne çıkarıyor. Bu, sahada gümrük ve güvenlik yetkilerinin ‘ekstrateritoryal’ bir yapıya kaymadan işletileceği anlamına geliyor. Yani karar, masada alındı; iş, şimdi uygulamanın detaylarında. Azerbaycan-Ermenistan barış anlaşması gerçek etkiyi, o detayların şeffaf ve öngörülebilir yönetimiyle yaratacak.