
Çin’in Nadir Toprak Stratejisi: Küresel Üreticilere Zaman Ayarlı Şok
Çin yönetimi, ABD’li otomotiv devleri ve teknoloji üreticileri için kritik öneme sahip nadir toprak elementlerinin ihracatını kısa vadeli lisanslarla sınırladı. Altı ay geçerli olacak bu lisanslar, ABD’de elektrikli otomobilden rüzgar türbinine, savunma sanayinden robotik tesislere kadar birçok sektörü yakından ilgilendiriyor. Bu hamle, ticari ilişkilerde el yükselten ve geleceğe dair ciddi bir belirsizlik oluşturan bir koz haline geldi.
Mart 2025’te Londra’da yapılan üst düzey ticaret görüşmelerinde Çin, nadir toprak elementlerine koyduğu kısıtlamaları bir miktar gevşeteceğini açıklamıştı. Ancak bu rahatlama uzun vadeli güvence sunmuyor; tam aksine, ABD ile yapılan pazarlıkta Çin, ihracat izinlerini sadece 6 ayla sınırlayarak görüşmelerden çekilirse kontrolü elinde tutmuş oldu. Nadir toprak elementleri olmadan, bugün elektrikli otomobil bataryaları, ileri savunma sistemleri ve devasa veri merkezlerinin vazgeçilmez ekipmanları üretilemiyor.

Ticaret İlişkilerinde Geçici Barış ve Kırılgan Denge
Bunun karşılığında ise ABD tarafı, Çin için önemli olan bazı alanlarda gevşemeye gitti. Özellikle jet motorları, petrol ve doğalgaz sondajında kullanılan gelişmiş parçalar ve plastik sanayisi için hayati önemdeki etan ithalatındaki kısıtlamalar hafifletildi. Bu adımlar, 2025 baharında Cenevre’de varılan ve Trump dönemindeki yüksek tarifeleri azaltan zorlu uzlaşmayı bir adım ileri taşıdı. Ancak kimse bu uzlaşmanın kalıcı olacağına güvenemiyor.
Çin’in yeni ihracat lisansı sistemi, başta nadir toprak elementleri olmak üzere, ABD’nin yeşil enerji dönüşümü ve teknolojik rekabet gücü için kritik ham maddelerde sürekli bir baskı unsuru oluşturmaya devam ediyor. ABD’li şirketler, tedarik zincirinde herhangi bir gerilimde hızlıca dar boğaz yaşayabileceklerini biliyor. Taraflar için kısa süreli lisans sistemi, hem pazarlık gücü hem de sürekli bir risk oluşturuyor. Özellikle ilişkilerde yeni bir kriz patlak verirse, Çin’in ellerindeki bu kısa vadeli kontrol, tüm Amerikan yüksek teknoloji endüstrilerinde hissedilecek bir soğuk duş etkisi yaratabilir.
Görüşmelere yakın kaynaklar, bu geçici lisansların aslında karşılıklı bir 'gözdağı' anlamına geldiğini belirtiyor. Her iki ülke, hem ekonomik hem de stratejik alanda ipleri tekrar germe imkânını elinden bırakmış değil. Şimdilik üretici ve yatırımcılar, her altı ayda bir yeniden masaya konacak bu ihracat izinlerini beklemek ve gelecek riskleri hesaplamak zorunda kalacak. Bu da, dünya teknoloji piyasasında belirsizliğin ve tedirginliğin yeni norm haline gelmesine yol açıyor.