Çin'in Nükleer Programı Son Yıllarda Nasıl Büyüdü?
Çin'in nükleer silah stoğunda yaşanan hızlı artış, dünyanın dikkatini yeniden bu alana çevirdi. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) ve Pentagon’un verilerine göre, Çin'in nükleer silah sayısı yalnızca bir yılda %20 arttı. 2025 başında bu sayı 600'ü aşmış durumda. SIPRI, Çin'in 2023’ten bu yana her yıl ortalama 100 yeni nükleer başlık eklediğini vurguluyor.
Son gelişmelerle birlikte Çin, nükleer cephanelik açısından İngiltere ve Fransa'nın toplamını geride bıraktı. Ancak ABD (5.177 başlık) ve Rusya'nın (5.459 başlık) halen oldukça gerisinde. ABD Savunma Bakanlığı verilerine göre, Çin 2024 ortasına gelindiğinde 600'den fazla operasyonel başlık seviyesini geçti ve 2030'a dek bu sayının 1.000'in üzerine çıkması bekleniyor. SIPRI ise 2035 için Çin'in maksimum 1.500 başlığa ulaşabileceği öngörüsünde bulunuyor. Yani, Çin'in tüm atağına rağmen bu sayı Rusya ve ABD'nin toplamının üçte biri bile etmiyor.
ICBM Silo İnşaatı ve Stratejik Rekabet
Nükleer başlıkların etkili şekilde kullanılması için sadece adet önemli değil; bunların konuşlandırılması ve fırlatıcı kapasitesi de ön plana çıkıyor. Çin, bu amaçla kuzey bölgelerde üç çöl alanı ve doğuda üç dağlık bölge olmak üzere toplam altı noktada yaklaşık 350 yeni kıtalararası balistik füze (ICBM) silosu inşa ediyor. Bunlar devreye alındığında Çin’in sahip olduğu fırlatıcı sayısı ABD veya Rusya’nın seviyesine yaklaşacak.
Çin Savunma Bakanlığı Sözcüsü Zhang Xiaogang, büyümenin ülkenin stratejik güvenliğini sağlamak için zorunlu olduğunu belirtti. Zhang ayrıca ABD’nin Çin’in niyetleri hakkında “yanlış anlatılar uydurduğunu” söyleyerek bu tür eleştirilere karşı çıktı. Çin’in resmi açıklamalarında nükleer kapasitesinin yalnızca savunma amaçlı geliştirildiği vurgulanıyor. Fakat küresel güç dengelerinde bu hızlı artış Batı ülkelerinde endişelere yol açıyor.
Nükleer cephanelikte yaşanan bu dramatik artış, 21. yüzyıl için yeni bir silahlanma yarışı korkularını da beraberinde getiriyor. Dünya, nükleer güçlerin bu hamlelerini yakından takip etmeye devam ederken, Çin’in stratejisi önümüzdeki yıllarda uluslararası ilişkilerin önemli gündem maddelerinden biri olacak gibi.